Dünyada 1.5 Milyon Kişinin Sorunu!
Toplumda ‘akciğerlerde sertleşme’ olarak bilinen pulmonerfibroz tedavide gecikildiğinde solunum yetmezliğine yol açabilen bir hastalık. Üstelik en tipik belirtisi olan nefes darlığı sinsi bir şekilde ortaya çıkıyor ve genellikle yavaş ilerliyor. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte nefes darlığı giderek şiddetleniyor.
04 Ekim 2023 - 11:04
Öyle ki özellikle yürürken, merdiven çıkarken veya yük taşırken gelişen nefes darlığı ilerleyen evrelerde hastaların giyinmek gibi en basit günlük işlerini bile yapamaz hale gelmelerine yol açabiliyor. Bu hastalığın bir başka önemli zararı da doğrudan kansere dönüşmemekle birlikte hastalarda akciğer kanseri gelişme riskini yükseltmesi. Yapılan çalışmalara göre; pulmonerfibroz hastalarında bu risk yüzde 7-20 oranında artıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nur Dilek Bakan, bu nedenle pulmonerfibroz hastalığında erken teşhis ve tedavinin yaşamsal öneme sahip olduğuna dikkat çekerek,“Günümüzde bu hastalığın henüz kesin çözümü olmasa da akciğerlerde oluşan hasarın ilerlemesini önlemek, semptomları en aza indirerek hastanın yaşam kalitesini yükseltmek mümkün olabiliyor. Tedaviye erken dönemde başlandığında fibrozun ilerlemesini durdurmada veya yavaşlatmada daha etkili sonuçlar alınıyor. Erken teşhis için nefes darlığı şikayetinde zaman kaybetmeden mutlaka hekime başvurulmalıdır” diyor.
Dünyada 1.5 Milyon Kişiyi Etkiliyor!
Pulmonerfibroz, yani akciğer fibrozu geliştiğinde, akciğerlerin iç yüzeyini kaplayan hava kesecikleri ve akciğer dokusunun destekleyici yapıları zarar görüyor. Akciğerin bu yapılarının kalınlaşıp sertleşerek esnekliğini kaybetmeleri, içimize solunumla çektiğimiz oksijenin kanımıza geçişine engel oluyor. Bunun sonucunda nefes darlığı gelişmeye başlıyor ve ilerleyince solunum yetmezliğine neden olabiliyor. Dünyada tanı konulan 1-1,5 milyon pulmonerfibroz hastası olduğu belirtiliyor. Ancak tanı konulmamış hastalar da düşünüldüğünde gerçek rakamın daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Türk Toraks Derneği’nin yaptığı araştırmaya göre; ülkemizde her yıl yaklaşık 4 bin kişiye pulmonerfibroz tanısı konuluyor.
Pek Çok Sebebi Olabiliyor
Pulmonerfibroza neden olabilen pek çok etken var. Bağdokusu hastalıkları (romatoidartrit, skleroderma gibi), çeşitli kimyasal gazlar gibi mesleksel veya çevresel maruziyetler ya da bazı ilaçlar bu hastalığa en sık yol açan nedenler. Pulmonerfibroza sebep olabilecek bir etken bulunamazsa “idyopatikpulmonerfibroz” olarak adlandırılıyor. Bilgisayarlı tomografi, solunum fonksiyon testleri, bronkoskopi ile akciğerden alınan yıkantı sıvısı veya biyopsi ile nadiren cerrahi akciğer biyopsisi de hastalığın teşhisinde kullanılan en önemli araçları oluşturuyor.
Nefes Darlığı Sinsi İlerliyor!
Nefes darlığı, öksürük (çoğunlukla kuru), morarma, yorgunluk ve kilo kaybı, bu hastalığın başlıca belirtilerini oluşturuyor. Prof. Dr. Nur Dilek Bakan,nefes darlığının genellikle sinsi şekilde ortaya çıktığını ve giderek ilerlediğini vurgulayarak, “Hastalığın erken evrelerinde belirtiler pek anlaşılmıyor. En tipik yakınması olan nefes darlığı erken evrelerde ancak merdiven çıkmak ve koşmak gibi zorlu aktivitelerde gelişiyor. Hastalar hekime başvurduklarında sıklıkla altı ay veya daha uzun bir süredir var olan nefes darlığından yakınıyorlar. Bu nedenle hastalığın tanı ve tedavisinde gecikmeler yaşanıyor. Nefes darlığı çok önemli bir belirtidir, her durumda hekime başvurmayı gerektirir” diyor.
Hastalığın Seyri Hastaya Göre Değişebiliyor
Pulmonerfibrozun klinik seyri değişken olduğu için nasıl ilerleyeceğini öngörmek genellikle zordur. Aynı pulmonerfibroz tipine sahip hastaların doğal seyri dahi değişkenlik gösterebiliyor; bazı hastalarda daha hızlı kötüleşme yaşanırken, bazılarında ise daha durağan bir seyir görülüyor. Prof. Dr. Nur Dilek Bakan,bu nedenle pulmonerfibrozun tedavisinin kişiye özel olarak planlandığına işaret ederek “Günümüzde bu hastalığı tamamen durduracak bir tedavi henüz mevcut değil. Akciğerlerde oluşan hasar da geri döndürülemiyor. Dolayısıyla akciğerde gelişen hasarın ilerlemesini önlemeyi amaçlayan tedaviler uygulanıyor. Tedaviye rağmen ilerleyen durumlarda ise kesin çözüm için akciğer nakli gerekebiliyor” diyor.
Dünyada 1.5 Milyon Kişiyi Etkiliyor!
Pulmonerfibroz, yani akciğer fibrozu geliştiğinde, akciğerlerin iç yüzeyini kaplayan hava kesecikleri ve akciğer dokusunun destekleyici yapıları zarar görüyor. Akciğerin bu yapılarının kalınlaşıp sertleşerek esnekliğini kaybetmeleri, içimize solunumla çektiğimiz oksijenin kanımıza geçişine engel oluyor. Bunun sonucunda nefes darlığı gelişmeye başlıyor ve ilerleyince solunum yetmezliğine neden olabiliyor. Dünyada tanı konulan 1-1,5 milyon pulmonerfibroz hastası olduğu belirtiliyor. Ancak tanı konulmamış hastalar da düşünüldüğünde gerçek rakamın daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Türk Toraks Derneği’nin yaptığı araştırmaya göre; ülkemizde her yıl yaklaşık 4 bin kişiye pulmonerfibroz tanısı konuluyor.
Pek Çok Sebebi Olabiliyor
Pulmonerfibroza neden olabilen pek çok etken var. Bağdokusu hastalıkları (romatoidartrit, skleroderma gibi), çeşitli kimyasal gazlar gibi mesleksel veya çevresel maruziyetler ya da bazı ilaçlar bu hastalığa en sık yol açan nedenler. Pulmonerfibroza sebep olabilecek bir etken bulunamazsa “idyopatikpulmonerfibroz” olarak adlandırılıyor. Bilgisayarlı tomografi, solunum fonksiyon testleri, bronkoskopi ile akciğerden alınan yıkantı sıvısı veya biyopsi ile nadiren cerrahi akciğer biyopsisi de hastalığın teşhisinde kullanılan en önemli araçları oluşturuyor.
Nefes Darlığı Sinsi İlerliyor!
Nefes darlığı, öksürük (çoğunlukla kuru), morarma, yorgunluk ve kilo kaybı, bu hastalığın başlıca belirtilerini oluşturuyor. Prof. Dr. Nur Dilek Bakan,nefes darlığının genellikle sinsi şekilde ortaya çıktığını ve giderek ilerlediğini vurgulayarak, “Hastalığın erken evrelerinde belirtiler pek anlaşılmıyor. En tipik yakınması olan nefes darlığı erken evrelerde ancak merdiven çıkmak ve koşmak gibi zorlu aktivitelerde gelişiyor. Hastalar hekime başvurduklarında sıklıkla altı ay veya daha uzun bir süredir var olan nefes darlığından yakınıyorlar. Bu nedenle hastalığın tanı ve tedavisinde gecikmeler yaşanıyor. Nefes darlığı çok önemli bir belirtidir, her durumda hekime başvurmayı gerektirir” diyor.
Hastalığın Seyri Hastaya Göre Değişebiliyor
Pulmonerfibrozun klinik seyri değişken olduğu için nasıl ilerleyeceğini öngörmek genellikle zordur. Aynı pulmonerfibroz tipine sahip hastaların doğal seyri dahi değişkenlik gösterebiliyor; bazı hastalarda daha hızlı kötüleşme yaşanırken, bazılarında ise daha durağan bir seyir görülüyor. Prof. Dr. Nur Dilek Bakan,bu nedenle pulmonerfibrozun tedavisinin kişiye özel olarak planlandığına işaret ederek “Günümüzde bu hastalığı tamamen durduracak bir tedavi henüz mevcut değil. Akciğerlerde oluşan hasar da geri döndürülemiyor. Dolayısıyla akciğerde gelişen hasarın ilerlemesini önlemeyi amaçlayan tedaviler uygulanıyor. Tedaviye rağmen ilerleyen durumlarda ise kesin çözüm için akciğer nakli gerekebiliyor” diyor.
FACEBOOK YORUMLAR