Burun tıkanıklığı kanser belirtisi olabilir
Halk arasında geniz olarak bilinen nazofarenks, burun ile boğazın arkası ve gırtlağı birbirine bağlar.
Nazofarenks kanserinde en sık görülen semptomların boyun bölgesindeki lenf bezlerinde şişkinlik, burun tıkanıklığı, kulakta çınlama, ağırlıklı olarak tek taraflı görülen işitme kaybı, inatçı tedaviye rağmen düzelmeyen kulak enfeksiyonu, boğaz ağrısı, baş ağrısı, tükürükte kan görülmesi ve burun kanaması olduğunu paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Nazofarenks kanseri erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülüyor. EBV virüsü en sık etken olmak ile beraber, ek olarak sigara kullanımı, tuzlanmış ve salamura yiyeceklerin sık tüketimi ve genetik faktörler nazofarenks kanserinin oluşumunda rol oynayarak genç ve ileri yaşta iki kez görülme oranları pik yapar” dedi.
Tütün kullanımının yaygın olduğu ülkelerde nazofarenks kanserine sık rastlanıyor
Nazofarenks kanseri en sık beslenme alışkanlıkları ve genetik faktörlerden dolayı Uzakdoğu Asya’da yoğun görülür. Bununla beraber Türkiye gibi tütün kullanımının yaygın olduğu toplumlarda görülen bir kanser türü olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Hastalığın erken evrede belirti vermemesi erken teşhis ve tedavi açısından olumsuz bir durum oluşturabilir. Boyunda şişlik, burun tıkanıklığı, burun kanaması, özellikle tek taraflı tedaviye cevap vermeyen işitme kaybı varlığında dahi en yakın sağlık merkezindeki Kulak Burun Boğaz Hastalıkları doktoruna başvurarak gerekli kontroller yaptırılmalı” diye konuştu.
Boyun bölgesindeki şişliklere dikkat
Nazofarenks kanseri tanısı için öncelikle hastanın ayrıntılı tıbbi hikayesi alınması, varsa semptomlarının sorgulanması, kanser için belirlenen risk faktörlerini taşıyıp taşımadığının araştırılması gerektiğini vurgulayan Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Sonrasında ise fizik muayene yapılır. Nazofarenks kanseri için muayenede boyun bölgesinde ele gelen şişkinliklerin olması anlamlı olabilir. Tanı için nazofarenksi daha yakından, ayrıntılı olarak incelemek için nazal endoskopi yapılabilir. Nazal endoskopi genellikle anestezisiz veya lokal anestezi altında yapılır. İşlem sırasında kanseri düşündürebilecek bir yapı gözlemlenirse bu dokudan biyopsi örneği alınır. Alınan doku örneğinin patolojik inceleme sonucunda kitlenin iyi huylu mu kötü huylu (kanser) mu olduğu ortaya çıkar. Doku örneği nazofarenks kanseri ile uyumlu gelirse kanserin alt türü ve evresi gibi parametreler de patolojik inceleme ile ortaya konabilir” şeklinde konuştu.
Hastalığın evresi tedavi için önemli
Nazofarenks kanseri tanısı konduktan sonra kanserin çevre dokulara ne kadar yayıldığını, vücudun diğer bölgelerine sıçrayıp sıçramadığını kontrol etmek için görüntüleme yöntemlerine başvurulduğunu belirten Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG), Pozitron Emisyon Sintigrafisi (PET) ve Bilgisayarlı Tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Patoloji sonucu ve görüntüleme yöntemlerinden elde edilen bilgiler ışığında kanserin evresi belirlenir. Bu evreleme, hastaya uygulanacak tedavi protokolünün belirlenmesi açısından oldukça önemli. Tedavi planı belirlenirken kanserin evresi, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu gibi pek çok parametre göz önünde bulundurulur” dedi.
Tedavi radyoterapi ve kemoterapi ile başlıyor
Tedavinin genellikle sadece radyoterapi veya radyoterapi ve kemoterapi kombinasyonu ile başladığını vurgulayan Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Cerrahi, nazofarenks kanseri tedavisinde ilk basamakta kullanılan bir yöntem değildir. Radyoterapi ve/veya kemoterapi tedavisi sonrası hem nazofarenks bölgesinde hem de boyun bölgesinde tümörün tekrarlaması durumunda nazofarenksteki tümör için endoskopik veya açık teknikler ve boyunda tekrarlaması durumunda boyun diseksiyonu ile boyun bezelerinin temizlenmesi şeklinde cerrahiler yapılabilir” açıklamasında bulundu.
FACEBOOK YORUMLAR