Soyer: '9 Eylül Türkiye'ye Umut Işığı olacak'

İzmir İktisat Kongresi için paydaş buluşmalara ev sahipliği yapan İBB Başkanı Tunç Soyer, İlk önce işçi temsilcileriyle bir araya geldi.

Toplantıda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “ Türkiye’nin bu kasvetli ikliminde, İzmir’den bir umut ışığı doğdu. 9 Eylül Türkiye’nin her yerinde ışık oldu. Bu umudun altını dolduran tek şey İktisat Kongresi  olacak. Geleceğin Türkiye’si planlaması İktisat Kongresi üzerinden tamamlanacak.

İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından ‘Geleceğin Türkiyesi’ni inşa ediyoruz’ sloganıyla 100 yıl sonra Şubat 2023’te yeniden düzenlenecek olan İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi için hazırlıklar sürüyor. İzmir İktisat Kongresi için paydaş buluşmalarının ikincisine  ev sahipliği yapan İBB Başkanı Tunç Soyer, sabah saatlerinde ilk olarak işçi temsilcileriyle bir araya geldi. Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen İşçi Çalıştayı’nda konuşan Başkan Soyer, 9 Eylül kutlamalarının  bir umut ışığı olduğunu belirterek o umudun altını İktisat Kongresi’nin dolduracağını vurguladı.
9 Eylül Türkiye’ye Umut Işığı olacak
İzmir’in 9 Eylül kutlamalarının Türkiye’ye ışık olduğunu belirten İBB Başkanı Tunç Soyer, “Geçen hafta CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Ordu’daydık. Toplantımızı bitirdikten sonra Ordu’nun sokaklarında dolaştık. Sizi temin ederim ki Ordu’nun sokaklarında gördüğümüz, karşılaştığımız, selamlaştığımız herkes 9 Eylül organizasyonundan dolayı teşekkür etti. Bunu şunun için söylemek istedim; Türkiye’nin bu kasvetli ikliminde, yoksulluk derinleşirken hayat pahalılığı artarken İzmir’den bir umut ışığı doğdu. 9 Eylül, Türkiye’nin her yerinde ışık oldu. İktisat Kongresi de bu işin içeriğinde, o umudun altını dolduran İktisat Kongresi olacak. Geleceğin Türkiye’si planlaması İktisat Kongresi üzerinden şekillenecek” dedi.
Hazırlık Süreci Ağustos’ta Başlamıştı
İşçi temsilcilerine, “Türkiye’nin gelecek siyasal iklimini belirleyecek olan bugün bu masaların etrafında oturan sizlersiniz” sözleriyle seslenen Başkan Soyer, “Türkiye’nin buna ihtiyacı var, bu objektif, bilimsel çalışmayla ortaya çıkacak verilere, analizlere ihtiyacı var. Türkiye’de kimsenin buna ihtiyacı yok… Ama alternatifin ne olduğunu, neyin konuşulması gerektiğini, hangi sorulara nasıl cevaplar verilmesi gerektiğini emin olun ki bu masaların etrafında oturan sizler şekillendireceksiniz. Bugünün siyasal ikliminde, geleceğin siyasal iklimini belirleyecek olan sizlersiniz.  O nedenle sizlerden; bir durup sakinleşip bugünün güncel sorunları, sıkıntıları üzerinden değil, Geleceğin Türkiyesi’nin inşası için nasıl düşünülmesi, davranılmasına dair çözümler bekliyoruz. Bugün sizi yoracak, uzun soluklu bir çalışma olacak. Sabrınıza sığınıyorum. Hepinizden rica ediyorum; bunu ciddiyet ve titizlikle ele almanızı… Ortaya koyacağınız her ifadeye çok değer veriyoruz. Geleceğin Türkiyesi’nin şekillenmesinde bugünün çok büyük katkısı olacak” diye konuştu.
Türkiye’nin sizin oluşturacağı verilere, raporlara ihtiyacı var. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye o kadar sığ, çirkin seviyesiz iklim ile siyasetle  şekilleniyor ki! Türkiye’de kimsenin buna ihtiyacı yok. Ama alternatifin ne olduğu, neyin nasıl konuşulması gerektiğini sizler belirleyeceksiniz” dedi.
Çalıştayda İşçilere Şu Sorular Yöneltildi
I- Ekonomik demokrasinin İlkeleri işçilerin İş ve kazanç koşullarının iyileştirilmesi için nasıl kullanılabilir? İşçiler çalıştıkları yerin yönetiminde nasıl söz hakki elde edebilir?
2- Kadın erkek işçi sayısının birbirine eşitlenmesini sağlamak için ne gibi tedbirler alınabilir?
3- Sermaye gruplan ve işçi kuruluşları arasındaki doğrudan diyalog güçlendirilebilir mi? Bunun yöntemleri nelerdir?
4- Çalışma, yer ve süre koşulların İyileştirilmesi ile ekonomik kalkınma arasındaki ilişki nedir? Bu koşulların iyileştirilmesi için hangi orta ve uzun vadeli hedefler konmalıdır?
5- İşçi örgütlerinin Türkiye'nin makro ekonomik politikalarının belirlenmesine katkısı nasıl geliştirilebilir?
6- Türkiye işçileri İle dünya işçileri arasında bağlar nasıl güçlendirilir? Dünya işçi örgütleriyle dayanışma ve eşgüdüm Türkiye ekonomisinin gelişimini destekler mi?