"İzmirliler binalarının deprem karnesini ücretsiz çıkaracak"
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği 'İzmir Afet Planı-Deprem Hazırlık ve Dirençlilik Çalışmaları' bilgilendirme toplantısının kapanış bölümünde konuşan Başkan Tunç Soyer, 'İzmir'in her ilçesinde başvuran her vatandaşımıza binalarının deprem karnesini çıkarmak için ücretsiz destek olmaya başlıyoruz. Her İzmirli, belediyemize başvurarak hızlı tarama hizmetinden yararlanabilir' dedi.
117 kişinin kaybedildiği İzmir depreminin ardından Büyükşehir Belediyesi’nin dirençli kent yaratma çalışmaları Türkiye’nin önemli uzmanlarının katıldığı “İzmir Afet Planı-Deprem Hazırlık ve Dirençlilik Çalışmaları” kamuoyuna duyuruldu. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'ndeki toplantıda belediye bürokratları, akademisyenler, meslek odalarının temsilcileri çalışmalar hakkında bilgi verdi. Başkan Soyer, sunumların ardından önemli açıklamalarda bulundu.
Ücretsiz hızlı tarama hizmeti
Depreme hazırlık ve dirençlilik çalışmaları hakkında bilgi veren Başkan Tunç Soyer, “Yapı tarama çalışmalarımızla ilgili yeni kararımızı açıklamak istiyorum. Bugüne kadar Büyükşehir Belediyesi olarak yapı envanterlerini ilçeler ölçeğinde çıkarıyorduk. Bundan sonra, İzmir’in hangi ilçesinde olursa olsun başvuran vatandaşımıza binalarının deprem karnesini çıkarmak için ücretsiz destek olmaya başlıyoruz. Her İzmirli, depremle ilgili hızlı tarama hizmetinden yararlanabilir” şeklinde konuştu.
4 ana kırmızı çizgimiz var
Dirençli kent yaratmak için tek çıkış yolunun şehirleri doğal ekosistemlerin parçası olarak inşa etmek olduğunu vurgulayan Soyer, “Şehirlerimizin kaderi, bir gecede yıkılıp gitmek olmamalı. Şehirleri yaşam ağının parçası, hareket eden mekanlar olarak geliştirmeliyiz. Şehrimizin jeolojik durumuna dair çalışmalar, yerüstünde yürüttüğümüz programlarla birleştiğinde, İzmir’in meskun alanlarının yeni dağılışı ortaya çıkacak. Yeni dağılımın tarifinde, dört ana kırmızı çizgimiz var. Fay hatları, yumuşak zeminli tarım alanları, dere yatakları ve doğal alanlar. Geleceğin İzmir’ini bu kırmızı çizgilerin arasında güvenle nefes alıp veren bir yuva olarak tasarlıyoruz” dedi.
Şehrin imar planlamasını anayasal güvence altına almak zorundayız
İzmir’in 50 yıllık gelişme planını ortaya koyabilmek için bu çalışmaları hızla yürüttüklerinin altını çizen Başkan Soyer, “Amacımız, doğaya karşı değil, doğasıyla birlikte büyüyen İzmir inşa etmek. Böylelikle çocuklarımıza, torunlarımıza yıkım ve felaketler değil, sağlıklı yaşam alanı miras bırakacağız. Bunun için ne bedel ödememiz gerekiyorsa, ödeyeceğiz. Şehri afetlere karşı mekansal olarak hazırlamanın yanı sıra mevzuat açısından da kapsamlı hazırlık içindeyiz. Bunların bir kısmını önümüzde aylarda belediye meclisimize taşıyacağız, diğerlerini merkezi hükümetten talep ediyoruz. Her şeyden önce, imar affının önünde anayasal engel kurulmasını savunuyoruz. İmar ve ruhsatlandırma mevzuatımızı altüst eden bu düzenleme ehliyetine hiçbir hükümet sahip olmamalı. Milyonlarca insanımızın canını korumak için şehrin imar planlamasını anayasal güvence altına almak zorundayız” diye konuştu.
Belediye bütçesinin yüzde 10’u depreme dirençli kent oluşumuna aktarılacak
Daha güvenli İzmir’i hep birlikte inşa etme davetini dile getiren Başkan Soyer, “Bütün İzmirlilere şunu duyurmak isterim. Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinin yüzde 10’unu gelecek yıl itibarıyla depreme karşı dirençlilik ve kentsel dönüşüm çalışmalarına aktaracağız. Bu yeterli değil. Bu kadar yatırımı merkezi hükümetten bekliyoruz. İzmir’in 50 yılda biriken sorunlarını belediyemizin bütçesiyle çözmemiz mümkün değil. Türkiye bütçesinin yüzde onu yerel yönetimler eliyle şehirlerin yeniden inşasına ayrılmalı. Canımızdan daha önemli ne olabilir? Deprem bölgelerinde merkezi bütçenin yüzde onu kentsel dönüşüme yönlendirilmeli. Aksi takdirde 6 Şubat felaketini yeniden yaşamak zorunda kalabiliriz ve bunun bedeli çok daha ağır olur. Hükümete bir çağrımız ise müteahhitlik müessesesinin yeniden yapılandırılması. Uzman ve eğitimi olmayan kişilere müteahhit unvanı verilmesini engellemek zorundayız. Şehirlerimizi bir grup müteahhitin değil, halkımızın menfaatleri için inşa etmek hükümetin asli görevi olmalı” diye konuştu.
Deprem felakette değil her an hatırlanmalı
Hükümetin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yerel yönetimlere müdahale eden, imar planları yapan taraf olmasını doğru bulmadıklarını ifade eden Soyer, “Hükümet yerel yönetimler adına icraat yapmak yerine, kural ve kanun koyucu, düzenleyici, zor süreçleri maddi açıdan destekleyen görevler üstlenmeli. Ülkemizdeki eski yapı stokunun yenilenmesi için vatandaşların ve yerel yönetimlerin hibeler ve özel kredi kaynaklarına kavuşturulması olmazsa olmaz. Dolayısıyla merkezi hükümet yama üretmek yerine, topyekûn yenileyici bakış açısıyla şehirlerimize yaklaşmalı. Depremlerle yaşamak ve afetlerden korunmak bir ders haline gelmeli ve tüm okullarda okutulmalı. Deprem gerçeği sadece felaketin ardından değil, yaşamımızın her anında hatırlanmalı” dedi.
Mart ayı meclisinde yönetmelikle ilgili 3 gündem sunacağız
İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde alacakları üç gündem maddesini de paylaşan Soyer, “Tüm kamu yapılarının avan projelerinden uygulama projelerinin ruhsatlandırılmasına yönelik 3194 Sayılı İmar Kanunu’na zorunluluk getirilmesini, yüksek yapı ve alışveriş merkezleri gibi mevzuatta tarif edilen meslek odalarının paydaşı olduğu yapının tekrar incelenmesinin sağlanmasını, statik projeye esas teşkil edilecek zemin raporlarının geoteknik yüksek lisansı yapmış uzman inşaat mühendisleri tarafından hazırlanmasına yönelik mevzuat düzenlemesi yapılmasını, kamu yapılarında ve özellikli binalarda sismik izolasyon kullanılmasının zorunlu hale getirilmesini sağlayacağız“ diye konuştu.
Büyükşehir bürokratlarından detaylı sunumlar
İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, deprem sonrası seferberlik kapsamında ulaştırılan yardımlarla ilgili bilgi verdi. Barınma, beslenme sorunlarının giderildiğini belirten Tugay mobil mutfak, çadır, battaniye, su, yiyecek, giyecek ve insani yardımın hızlı şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını aktardı. Güvenilir kent merkezleri yaratmak için atılan adımları belirten Mekansal Planlama İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Yağmur Han Şenel, çevre planları, koruma-sakınma sentezi, merkez kent ve periferine yönelik birinci yeşil kuşak stratejisi, ikinci yeşil kuşak stratejisi ve ekolojik koridorlar, İzmir kent merkezinde mevcut yapı durumu ve risk grubunda bulunan ruhsatlı yapıların dönüşümüne açıklık getirdi. Türkiye’ye örnek şekilde İzmir’de hayata geçirilen kentsel dönüşüm çalışmalarına değinen Kentsel Dönüşüm Dairesi Başkanı Ayşe Arzu Özçelik, afete maruz alanların boşaltılması, dönüşüm alanları, dönüşüm modeli, Halk Konut uygulaması başlıklarıyla süren faaliyetler ile ilgili bilgi verdi.
Ulaşım Dairesi Başkanı Kadir Efe Oruç altyapı hakkında bilgi verdi, acil durum senaryoları, deprem risk çalışmalarını aktardı. Deprem anı ve sonrası başlıklarında oluşturulan hazırlıkları aktaran Fen İşleri Daire Başkanı Hamdi Ziya Aydın toplanma alanları, viyadük, yol, trafik düzenlemelerini anlattı. Kritik 4 noktaya dikkat çeken İZSU Genel Müdür Yardımcısı Gürkan Erdoğan acil durum kriz yönetim planı, 2023 deprem raporu, İzmir İçme Suyu Master Planı ve yapı stoku iyileştirme faaliyetlerini paylaştı. Bilgi İşlem Daire Başkanı Ata Temiz, Acil İzmir Uygulaması, akıllı ihbar sistemi ve teknolojik çalışmaları aktardı. 10 ili etkileyen depreme felaketin ilk saatlerinden itibaren müdahale edildiğini belirten İtfaiye Daire Başkanı İsmail Derse arama kurtarma hazırlıklarını anlattı. Derse deprem anı, sonrası müdahale, depreme yönelik kapasitenin geliştirilmesi çalışmaları hakkında da bilgi verdi.
Türkiye’nin en kapsamlı deprem projesi İzmir’de yürütülüyor
İzmir’de yaşanan depremin ardından Türkiye’nin en kapsamlı deprem araştırmaları ve risk azaltma projelerini başlatan İzmir Büyükşehir Belediyesi, çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Depremsellik araştırması ve zemin davranış modelinin çıkartılması için İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, ODTÜ ve Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi, yapı envanteri çalışması için İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile protokol imzalayan Büyükşehir Belediyesi, fay, zemin ve yapılarla ilgili kapsamlı çalışma yürütüyor. Bayraklı’da 31 bin 146 yapının kimlik belgesi hazırlandı. Bornova’da 62 bin yapının incelemesi ile kenti etkilemesi düşünülen fay hatlarına ve zemine yönelik kapsamlı araştırma da sürüyor. ODTÜ Deniz Paleosismolojisi Araştırma ekibi İzmir kıyılarında denizde 37 noktada sondaj yaparak tabandan örnekler alıyor. Sadece eski depremlerin izleri değil, tsunami ve deniz tabanındaki gevşek malzeme içinde gelişen eski heyelanların izleri takip edilebilecek. Sondaj çalışmaları bittiğinde fayların geçmişte ürettiği depremlerden, gelecekte üreteceği depremler hakkında öngörüler elde edilebilecek. 10 üniversiteden 43 bilim insanı ve 18 uzman mühendisin yer aldığı depremsellik araştırmasının 2024’te tamamlanması hedefleniyor.